Bahar, bütün güzelliği ile
kapımızda. Bu sene çok şükür yavaş yavaş geldi... Hava aniden ısınmadı, havaya
ait çoğu şey yolunda gidiyor gibi... Bahar deyince benim aklıma çok sevdiğim
Diyarbakırlı gazeteci Mehmet Mercan’ın
yazdığı Nergiz efsanesi geliyor. Bir gün Facebook sayfama Batı Anadolu’nun
bahçelerinden satılmak üzere nergiz toplayan bir kadının fotoğrafını koydum.
Çok seveni olduğu için fotoğrafın altı yorum dolmuştu. Nergiz çiçeğini ben de
çok seviyorum. Önce buyrun, Mehmet Mercan’ın kaleminden efsaneyi okuyun:
Mehmet Mercan
NERGİZ EFSANESİ
*Cıgaret şenliklerinde, ya da baharda yapılan pikniklerde baş
menü Nergizleme'dir.
Nergizleme, haşlanmış yumurta, yeşil soğan ve maydanozla yapılır.
Yeşil soğan ve maydanoz ince kıyılır. Haşlanmış yumurtalar soyulur, kesme şeker
büyüklüğünde doğranır sonra tümü birbirine karıştırılır. Üzerine pul biber
ekilir ve servis yapılır.
Nergiz çiçeğinden adını alan Nergizleme
efsanesini şöyle anlatırlardı eskiler:
-Çok, çok eski yıllarda, Mardinkapı'daki **HEVSEL
bahçelerinde çalışan bir grup ***AŞEFÇİ kadın, haşladıkları yumurtalarla
bahçeden topladıkları yeşil soğan ve maydanozu doğradıktan sonra birbirine
karıştırıp yemişler. Bu salata o kadar çok hoşlarına gitmiş ki, her gün aynı
salatadan yapıp yemeye başlamışlar. Kadınlar arasında Nergiz isminde çok güzel bir kız da varmış ve bu kız salatayı o
kadar güzel yapıyormuş ki, diğer kadınlar bu karışımın adını Nergizleme koymuşlar. Kadınlar arada
sırada artan Nergizleme’yi kuşlar
yesinler diye bahçenin bir kenarına döküyorlarmış. Bir süre sonra, kadınlar
artıkları döktükleri yerlerde beyaz, sarı renkli hoş kokulu bir çiçeğin
çıktığını görmüşler. Bu çiçek o kadar güzelmiş ki, bunun adını da Nergiz koymuşlar.”
*Cıgaret Şenlikleri: Mehmet Mercan’ın Diyarbakır Türküsü isimli
kitabından...
Nisan ayında baharın güzel günleri başladığı için
Diyarbakırlılar piknik yapmak üzere kırlara giderlermiş. Kırlarda yapılan
Hıdırellez şenliklerinin ismi ise, “Cigaret Şenlikleri” imiş. Ayrıca yine
baharda yumurta tokuşturma yarışması da yapılırmış.
**Hevsel Bahçeleri: Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Kalesi ile nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli arazidir.
***Aşefçi Kadın: Ot toplayan ve satan kadın.
Nergiz deyince, İskenderun’da dağda bir köy olan Nergizlik de geliyor aklıma... Oranın da başka efsanesi var, başka
bir yazıda da onu yazayım. Şimdi, ben sizi Antep’e götüreyim ve daha önce hiç
duymadığınız yemekleri anlatayım size...
Houshamadyan org diye bir
site var... Houshamadyan, anılar kitabı demek... Ermeniler tarafından üç
lisanda, İngilizce, Ermenice, Türkçe hazırlanan sitede Osmanlı dönemindeki
Ermeni yaşamı ve kültürüne ait fotoğraf ve bilgiler paylaşılıyor. http://www.houshamadyan.org/tur/haritalar/halep-vilayeti/ayntab/yerel-oezellikler/mutfak.html
internet adresinde 1923’den önce Halep vilayeti sınırları içerisinde olan
Ayntab’a ait çok güzel fotoğraf ve kültür öğeleri bulunuyor. Bu yazıda size bu
sayfadaki pek değişik bulduğum yemeklerden bahsetmek istiyorum.
Ekmek aşı, bayatlayan tırnaklı ekmeklerin değerlendirilmesi için
yapılan pek güzel bir yemektir. Ben, Kilislilerden öğrenmiştim, meğer Antepli
Ermeniler de yaparmış. Anadolu insanı her türlü bayatlamış ekmeği
değerlendirecek şahane yöntemler bulmuştur, ama bugün tonlarca ekmek çöpe
gitmektedir.
Tahinli iç, bizim kısır veya iç katması dediğimiz bugün salata
olarak anılan yemeğe çorba kaşığı olarak tahin katılarak yapılmaktadır.
Çırtma ise kabak dolması yapıldığında artan kabak içleriyle yapılan
yemeğin ismi. Bugün bu yemek farklı bir isimle halen Antep’te yapılmaktadır.
Ancak, bahsettiğim Houshamadyan sayfasında birisi salçalı, diğeri yumurtalı
olmak üzere iki tarif verilmiştir.
Vartabed çorbası, kırmızı mercimek ile dövmenin pişirilmesinden
oluşan bir çorba türü. Bu çorbayı Maraşlılardan öğrenmiştim, şimdi anlıyorum ki
Antep’li Ermeniler de yaparlarmış.
Omız zopalı, ismi omuzu sopalı olacak herhalde, pek şirin bir ismi
varmış. Yazdan oyularak dolmalık hale getirilen patlıcanların içleri, tepe
kısımları, hatta sapları bile atılmıyor, ayrı ayrı kurutuluyormuş. Antep’te
bugün mıcırık aşı veya dolma eziği denilen yemekde de yazdan
arta kalan patlıcan tepelerinin kurutulmuşu kullanılır. Ancak, patlıcan
saplarının kurutularak kullanıldığını ilk kez Houshamadyan’dan öğrendim.
Pazılı tahinli cacık,
pazı, soğan, öğütülmüş ceviz, maydanoz, zeytinyağı, tahin, nar ekşisi, domates
ve tuzla yapılan bu yemek bana çok değişik geldi, denemek istiyorum.
Tatlı bölümünü çok ilginç buldum. Tatlıların bir kısmı ekmekle
yeniliyor. Örneğin hurma, çekirdekleri çıkarıldıktan sonra yağda kızartıldıktan
sonra ekmek arasına konup yeniliyor. Aklıma helva ile ekmek; baklava kırığı ile
ekmek; dondurma ile ekmek yenildiği geldi, demek ki bu gelenek de pek eski...
Ayrıca bazı tatlıların içine sinameke koymaları da dikkatimi çekti.
Dağ kekiği diye isimlendirilen karışım, fıstık, buğday, leblebi,
kavun, karpuz, ay çiçeği çekirdekleri, dağ kekiği, anason, kimyon, sumak,
rezene tohumu kavrularak yapılıp, yağ ile buluşturuluyor. Bugün, zahter denilen
karışımın bir başka versiyonu herhalde. Hoşuma gitti, deneme listeme aldım.
Tahinli çorba, pirinç, su, ceviz ve şerbetle yapılıyor. Şerbet
dediği sıvı üzüm pekmezi mi acaba? Benzer bir çorbayı Annem, içli köftenin
yanına babam için pişirirdi, ben hiç sevmezdim! Halbuki Anadolu’da pilavla
hoşaf, yani tuzlu ile tatlı yemek pek yaygın bir gelenektir.
Ana çorbası veya aşure ise vaftizler için pişermiş. İçine pirinç,
su, ceviz, bal, sinameki, karanfil, hindistan cevizi konuyor.
Basdıkh, normalde üzüm suyu veya pekmez sulandırılarak yapılan
bastık, pekmezin yokluğundan olsa gerek, şeker hafif karamelize olup, altın
sarısı haline gelince üzerine su ve nişasta ilave edilip yapılıyor. Ermenilerin
bastığın içine mahlep koymaları da pek değişik geldi bana. Deneyeceğim.
Mamuriye ise köftelik bulgura, şeker, yağ ve sinameki eklenerek
yapılan bir nevi helva. Denemeye değer...
Bence girin siteye ve
kendiniz okuyun yemekleri, eminim pek çok değişik uygulamalara
rastlayacaksınız. - Ayfer Tuzcu Ünsal
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/ adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder