Ayfer Tuzcu Ünsal -Sabancı Müzesi, 15. Yılını
kutluyor. Mekan olarak İstanbul’daki en sevdiğim yerlerden biridir. Ayrıca,
bugüne kadar düzenledikleri sergilerden çok şeyler öğrenmemin yanı sıra görsel
olarak da kişisel zevkime fazlasıyla katkıda bulunmuşlardır. En son açtıkları
serginin ismi: Feyhaman Duran – İki
Dünya arasında. 1914 kuşağının önemli bir temsilcisi olan Duran, aynı
zamanda ülkemizin sanat hayatındaki portreciliğin öncülerindenmiş. Müzede 1000
ni aşkın eserinin yanı sıra eşyaları da sergileniyor Feyhaman Duran’ın...
Sergiye girer girmez
Feyhaman Duran ile eşi Güzin Hanım’ın yaşamlarını anlatan bir öykü okudum
duvarda. Derken, ilerleyen satırlarda Duran çiftinin 1938 Eylül’ünde yaklaşık
bir ay süreyle Gaziantep’te kaldıklarını okudum ve pek heyecanlandım. Şimdiye
kadar hiç duymadığım bir haber...
Adetimdir, sergilerin
kitaplarını mutlaka alırım. Feyhaman Duran’ınkini de aldım ve orada Ömer Faruk
Şerifoğlu imzalı Ressam Feyhaman Duran
Gaziantep’te başlığıyla fevkalade güzel yazılmış bir makale okudum. Çok
bilgi içeren bu makaleden toparladıklarım şöyle:
27 Temmuz 1938’de CHP
Genel Yönetim Kurulu Sanat Hayatımızı etkileyecek çok güzel bir karara imza
atmış. Bu karara göre sanatkarların yurdun güzelliklerini yerinde görebilmeleri
ve resmedebilmeleri için yurt içi geziler düzenlenecektir. Bu memleket gezileri
sırasında halkımız ressamları ve resim sanatını tanıyacak benimseyecek;
ressamlar da memleketimizdeki yaşamı, yurdu, halkı inceleyip öğreneceklerdir.
Ve tabii ki gördüklerini tablolar haline getireceklerdir.
Bu karardan sonra Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi kimin nereye gideceğini belirler. Planlanan yurt
gezilerinin ilkinde Feyhaman Duran
Gaziantep’e, Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Edirne’ye, Hikmet Onat Bursa’ya, Cemal Tollu Antalya’ya, Saim Özeren Konya’ya, Sami Yetik İzmir’e, Mahmut Cuda Trabzon’a, Ali Avni Çelebi Malatya’ya, Zeki Kocamemi Rize’ye ve Hamit Görele Erzurum’a gönderildi.
Akademi’nin aldığı karar gereğince gittikleri illerde ressamlar en az dört
tablo yapacaklar ve bu tablolar toplu halde sergilenecekti. Ressamların yaptıkları bazı tablolar
ödüllendirilecek, bazıları da devlet kurumları tarafından satın alınacaktı.
Bu geziler düzenli olarak
6 sene devam etti. Ressamlar bu programla 63 ili ziyaret ettiler ve toplam
olarak 675 tablo yaptılar.
Bedri Rahmi 1953’te kaleme
aldığı bir yazıda bu tabloların Ankara’da bir lisenin bodrumunda sefil halde
bulunduğunu yazmış. Ve devam etmiş, “Büyük emekler, sevinçler, acılar, tasalar
içinde işlenmiş olan elli ressamın yüzlerce eseri bir bodrum katına rastgele
atılmıştı.” Bedri Rahmi toz toprak içindeki kendi tablolarını bile güç bela
tanımış. Yüzlerce tablo arasından en az 50 tanesi Avupa galerilerinde bile
sergilenebilecek boyuttaymış. Bedri Rahmi diyor ki: “Ayrıca, resimler ait
oldukları illere dağıtılabilir ve kent müzelerinin çekirdeği böylece kurulmuş
olurdu.”
Hikayeye yeniden dönecek
olursak ressamların yurt gezileri 1 Eylül 1938 günü başlar. Ressam Feyhaman Duran
ve eşi Güzin Duran Gaziantep’ten gönderdikleri kartpostal 29 Eylül 1938
tarihini taşımaktadır. Bir ay süreyle Antep’te kalırlar ve İstanbul’a 10 adet
tablo ile dönerler.
Antep’in mavi berrak gökyüzünden
bahseden Duran, gri zeytin ve fıstık ağaçlarından pek etkilenir. Bir de parlak
yerel giysiler giyen köylü kadın ve erkeklerine hayranlık duyar. Feyhaman Duran
yanında 55x60 santim boyutlarında tablo malzemesi götürmüştür. Bu seyahati
esnasında iki fotoğraf çekmiştir. Birisi yerel kıyafet giymiş bir köylü kadını,
diğeri ise Gümrük Hanı girişindeki tesbihçi fotoğrafı...
1938 Eylül ayında Duran
çiftini Gaziantep’te o zaman CHP il örgütünde görevli Nafi Erkılıç gezdirir,
rehberlik yapar. Duran çifti Gaziantep’e birkaç kez gitmiş olabilirler. Güzin
Duran “Antep Kalesi” ismini verdiği
eseriyle birkaç sergiye katılmıştır. Feyhaman Duran ise Gaziantep’te yaptığı
tabloları 1957 yılında Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde sergilemiştir.
Feyhaman Duran,
Gaziantep’te kaldığı sürede Gaziantep Milli Müdafa Kahramanlarından Nalbant Hasan Çavuş’un tuval üzerine
yağlıboya 94x84 santim ebatlarında bir portresini yapmıştır. Bu tablo, CHP
tarafından satın alınmıştır ve halen Ankara Etnografya Müzesi
koleksiyonundadır.
Ayşe Kız isimli yağlıboya tablo 111x70 cm ebatlarındadır. Gaziantep
Karakoyunlu Aşiretlerinden bir yavuklu diye geçer. Bu tablo da Dışişleri
Bakanlığı Koleksiyonunda bulunmaktadır.
Feyhaman Duran’ın yaptığı
bir diğer Gaziantep tablosu Beşgöz köyü köprüsü üzerindeki saz şairi Aşık Ali Erdoğdu ve karısına ait 94x74
ebatlarındaki tablodur.
Halamın kocası, Gaziantep
Milli Müdafilerinden Ali Nadi Ünler’in
de bir tablosunu yapmış Feyhaman Duran. 55x46 santim ebadındaki tablonun nerede
olduğu bilinmiyormuş. Kitapta, Ali Nadi Bey’in tablosuna yer verilmiş. Feyhaman
Duran kendi koleksiyonu için bu tabloyu Ömeriye Camisini resmettiği tablosunun
arkasına yeniden yapmış. Ancak tablo hasar gördüğünden resim net değil.
Gaziantep Kalesi de Feyhaman Duran’a modellik etmiş. Ancak, bu
tablonun da nerede olduğu ve boyutları bilinmiyormuş. Allahtan, Duran, tablonun
siyah-beyaz fotoğrafını Nafi Erkılıç’a
hediye etmiş, bu şekilde bir kayıt oluşmuş.
Feyhaman Duran, Gaziantep Tabakhane Köprüsü tablosunu tuval
üzerine yağlıboya olarak 46x55 santim ebatlarında yapmış. Tablo, CHP tarafından
satın alınmış. Duran’ın Gaziantep’te çalıştığı en güçlü eser olarak
betimleniyor. Resimde, Alleben deresi, Tabakhane çok etkili şekilde
resmedilmiş.
Siyah-beyaz fotoğrafı Ülkü
dergisinde yayınlanan Gaziantep’te Bir
Sokak isimli tablo tuval üzerine yağlıboya 46x55 cm, ebatlarında yapılmış
ve CHP tarafından satın alınmış. Aslının nerede olduğu bilinmiyor.
Nerede olduğu ve boyutları
bilinmeyen bir başka eser, Nizip yolu
üzerindeki fıstık ağaçları isimli tablo.
Kazancılar Sokağı (Çifte Şerefeli Camii), kontrplak üzerine
yağlıboya 55x46 cm ebadında yapılmış, İstanbul Üniversitesi Feyhaman Duran
Koleksiyonun da yer alıyor.
Duran’ın yaptığı bir diğer
eser: Gaziantep Ömeriye Camii tuval üzerine yağlıboya 46,5x55,5 cm ebatlarında
yapılmış ve Maarif Vekilliği tarafından satın alınmış.
Son derece acıklı bir
tablo bu... Feyhaman Duran Gaziantep’in resimlerini yapmış ama ortada yoklar...
Düşünebiliyor musunuz ne kadar büyük bir kayıp... Tam 675 yurt manzaraları veya
insanları tablosu yok olmuş...
SABANCI MÜZESİ’NDE BİR SERGİ VE GAZİANTEP
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/ adresinde
Ayfer hanım çok teşekkürler heyecanla okudum. Adeta bir tarih yok edilmiş. NicE gerçeklerin nice değerlerin hoyratca yok edildiği gibi. Dogululuktan kurtulamiyoruz..
YanıtlaSil