KANADALI
DIONNE BEŞİZLERİ
Ayfer Tuzcu Ünsal
Elimden
geldiğince İngilizce gazete okumaya çalışırım. Geçen gün nereden geldiyse önüme
Dennis Gaffney tarafından 23 Mart 2009’da Antiques
Roadshow Online için kaleme alınmış Kanadalı beşizler hakkında bir yazı geldi. 1934’te doğan beşizlerin
anne-babaları, Kanada hükümeti, basın, film sanayi, reklam dünyası ve bilumum
diğer endüstriler tarafından nasıl kullanıldıkları ve sömürüldüklerini okuyunca
bu yazıyı tercüme etmeye karar verdim.
Bebekler çok
sevimliler ancak gerçek hayatları tam trajedi...
28 Mayıs 1934’te Kanadanın Quebec sınırında Ontario’nun
Corbeil köyündeki bir çiftlikte Fransız Kanada’lı Elzire Dionne isimli anne
beşiz doğurdu. Hepsi kızdı ve onlara Annette, Emilie, Yvonne, Cecile ve Marie
isimleri verildi. Doğduklarında, yedi aylık bebek büyüklüğündeydiler. O kadar
küçüklerdi ki bir el ile tutulabiliyorlardı. Hepsinin toplam ağırlığı 6 kilo
350 gr geliyordu. Babaları dahil çoğu kimse onların yaşayabileceğini
düşünmüyordu. Ama, yaşam savaşını kazanıp, hayatlarına devam ettiler. Yakındaki köylerden kadınlar “anne sütü” getiriyorlardı, Kanada’nın
Kızıl Haç teşkilatı hemşireler ve kuvözler gönderdiler. Böylece, bilinen
yaşayan ilk beşiz bebekler oldular.
Dionne beşizleri dünyada “mucize bebekler” olarak anılıyordu. Ve bütün dünyada –o sırada
büyük bunalım yaşanıyordu- dayanıklılık sembolü haline gelmişlerdi. Bebekleri
sembol olarak alan çok eşya pazarlandı. Hatta, Wichita’da Antik Roadshow’da
Temmuz 2008’de sergilenen beşiz oyuncak bebekler bile yapılmıştı.
Ticari olarak çok cazip
Beşiz kızlar çok popüler oldukları için turist akınına
bile uğradılar. 1937’ye gelindiğinde beşizlerin bakıldığı Quintland hastanesi’ne
günde 3000 ziyaretçi geliyordu. 1934’le 1943 arasında beşizleri yaklaşık 3
milyon kişi ziyaret etmişti. Hollywood dünyası da beşizlerin ününü sömürmekten
geri kalmadı, 1930ların içinde sonları mutlulukla biten dört film yaptı!
Ama, Dionne beşizlerinin gerçek hayatları büyük ölçüde
mutsuzdu. Babaları Oliva beşizlerin Şikago’daki Dünya Fuarında
sergilenebilmeleri için bir kontrat imzaladı. Bunun üzerine Ontario Bölge
Valiliği 27 Mayıs 1935’te beş kızkardeşi ailelerinden aldı. Bu gelişme üzerine
Oliva imzaladığı kontratı bir gün sonra iptal etti. Ancak, bebekleri korumak,
mikroplardan uzak tutmak, kaçırılmalarını önlemek ve istismar edilmelerini
engellemek amacıyla hükümet yetkilileri bebekleri almakta ısrar ettiler.
Beşiz kızlar Kanada’nın en fazla turist çeken objesi
haline gelmişlerdi. Kızların bebeklikleri sırasında hemşireler onları bir çocuk
balkonuna çıkarır ve aşağıda onları görmek için bekleyen kalabalığa üzerinde
isimleri yazılı olan kartla birlikte gösterirlerdi. Medyada ise, beşizlerin
bakımları ve eğitimleri sanki ayrıcalıklı yapılıyor gibi yer alırdı. Halbuki,
gece gündüz oynadıkları oyun alanları ince bir süzekle kaplanmış camlarla
sarılmıştı. Böylece ziyaretçiler bebekleri görür, bebekler seyircileri görmezdi
ama onların gölgelerini izlerlerdi tabii.
Beşizlerden Cecile, 1963 yılında kaleme aldığı “Beş Kişiydik” isimli anılarında,
seyircilerin varlıklarından haberdar olduklarını yazacak ve “büyütülürken
beşimiz de çevremizden izole edilmiştik, bulunduğumuz mekandan sadece birkaç
kez ayrılmamıza müsade edildi. Sanki bir
sirk çadırının sahnesindeydik, çevremizde bir karnaval oluşmuştu”
diyecekti. Tahminlere göre, Quitntland, Ontario bölgesine on yılda 500 milyon
dolar girmişti beşizler sayesinde.
Para canavardır
Beşizler her türlü reklamda kullanıldılar. Bunların
arasında Madame Alexander bebekleri, Quaker yulaf ezmesi, Palmolive sıvı
sabunları, Bee Hive altın şurubu, diş macunları bulunuyor. Beşizleri görmeye
gelen turistlerin Quintland hastanesine girmeleri ve araba parkları için ücret
alınmıyordu. Orada bulunan bir dükkanda satılan beşizlerin konu olduğu turistik
eşyalar bütün bir Ontario eyaletini iflas etmekten kurtarıyordu. Gelirler posta
kartları, tabaklar, oyuncak bebekler aracılığıyla elde ediliyordu. Hatta,
turistik eşyaların arasına bizzat beşizlerin babaları tarafından çiftlikten
toplanan ve “bereket taşları” adı
altında pazarlanan taşlar da girmişti. Beşizler, dini bayramları erken
kutluyor, böylece Halloween (Cadılar bayramı)’de bal kabağını temzilerken; yeni
yılda ise Noel Baba’nın kucağında otururken görüldükleri fotoğraflar basın
mensuplarına satılıp, tam bayram gününde gazetelerde yer alıyordu.
Canavarın kendisi paraydı, bu ifadeyi “Beş
Kişiydik” isimli anılarında yazdı Cecile. Etrafımızdaki
herkes onun cazibesine kapılmıştı diye de ekledi. Quintland’de anne
babaları caddenin karşısındaki evde yaşadıkları halde oraya kabul
edilmiyorlardı. Ziyaretlerini daha seyrek yapmaya başladılar ve Cecile “anne
babamızla birbirimizi artık hiç tanımıyorduk” dedi.
Eve geri dönüş
9 yaşına geldiklerinde Dionne çifti velayet davasını acı
bir savaşla kazandılar. Ancak, kızlara göre kendi evleri “hayatlarında
bulundukları en üzücü evdi”. Anne babalarına kendilerini hastaneden
kurtardıkları için iyi gözle bakmadıkları gibi, annelerinin kendilerini
sevmediğini, babalarının ise çok gaddar olduğunu düşünüyorlardı. Sanki ana
babaları konuşulmayan bir suç işlemişler, onları dünyaya getirmişler, ancak
beşizler doğdukları andan itibaren günaha batmışlardı. İşte bu nedenle, beşi
birarada doğmak yerine tek tek doğmayı tercih edeceklerini söylediler hep.
Cecil’in yazdıklarına göre, Dionne çifti çocuklara
sürekli “biz siz doğmadan önce daha mutluyduk. Şimdi siz olmasanız daha mutlu
oluruz biliyor musunuz?” diyorlardı. Beşizlerden kapasitelerinin üzerinde
günlük ev işleri yapmaları bekleniyor ve çiftin diğer beş çocuğuna hizmet
etmeleri isteniyordu.
Kendi başlarına
18 yaşına geldiklerinde Dionne beşizleri evi terk ettiler
ve aileleriyle olan bütün ilişkilerini kestiler. Emmillie rahibe oldu ve
1954’te geçirdiği felç neticesi öldü. Diğer üçü evlendiler, çocuk sahibi
oldular, ancak boşandılar. Marie 1970 yılında kalp krizi sonucu öldü. 1990
larda geriye kalan üç kızkardeş –Annette, Cecile ve Yvonne- Dionne Beşizlerinin Aile Sırları
isminde bir kitap yazdılar. Kitapta, babalarının arabada yalnızken kendilerini
taciz ettiğini yazdılar. Konuyu annelerine söylemeye korktuklarını, ancak
okuldaki din görevlisine söylediklerini ve “babanızla arabaya binerken kalın
palto giyin” tavsiyesi aldıklarını belirttiler.
Beşizlerin muazzam bir gelirleri olmasına rağmen, onlar 7
yaşındayken 1941 senesinde kızların hesaplarına sadece 1 milyon dolar
yatırılmıştı. 21 yaşına gelip reşit olduklarında bu para 800 bin dolara
inmişti. Sürekli himaye altında tutulduklarından gerçek hayata hazır değillerdi
ve Cecile’in söylediğine göre bozuk paraların maddi değerlerini bile
bilmiyorlardı.
Kendilerine sağlanan her türlü kaynak ortadan
kaybolmuştu. Annette, Cecile ve Yvonne 60 yaşına geldiklerinde Montreal’in
dışında 746 dolar ortak gelirle bir evde hep birlikte yaşıyorlardı. 1998’de
Kanada hükümetine dilekçe yazıp, kendilerine verilmeyen her türlü reklam vb
paraları talep ettiler. Hükümet, ayda 2 bin dolar ödeme teklif eden bir mektup
gönderdi, ancak halkın baskısıyla bu rakam toplam 4 milyon dolara yükseldi.
Aynı yıl, Bobbi McCaughey isimli anne dünyanın yaşayan
ilk yedizlerini doğurdu. Annette, Cecile ve Yvonne Time magazine aracılığığla
ona bir mektup yazdılar: “Umarız sizin çocuklarınız bizden daha fazla saygı
görür” ve devamla “ikiz, beşiz gibi birden fazla doğumlar eğlence ile
karıştırılmamalı ya da reklam aracı veya ürünlerin satılması için bir yöntem
olmamalı.” Yvonne 2001 de öldü. Cecile ve Annetta halen yaşıyorlar.
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/ adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder