Fanny Andrews Shepard 1856 yılında Honolulu, Hawai’de doğar. 1881 yılında Michigan Üniversitesi Tıp Okulundan tıp doktoru olarak mezun olur. 5 Temmuz 1882’de kendisiyle aynı okuldan mezun Dr. Fred Douglas Shepard ile evlenir. İşte tam da burada yolu Antep’le kesişir. Çünkü eşi, Antep’te bulunan Merkezi Türkiye Koleji hastanesinde görev almıştır.
O zaman Antep’e gelmek için tek yol, New York’dan vapura
binip Avrupa’ya gitmektir. Shepard çifti de öyle yapar. Evlendikten bir ay
sonra 5 Ağustos 1882’de New York’daki arkadaşlarına el sallayıp geniş okyanusa
açılırlar. Geminin güvertede genç misyonerler vardır, vakit geçirmek için
yolculuk boyunca satranç turnuvaları düzenlerler.
Manş
denizindeki rekor kıran fırtına nedeniyle Londara’da bir hafta geçirirler.
Paris’i, Köln’ü, Mainz’i ve Viyanayı gördükten sonra ver elini İstanbul...
Antep’e
atanan yeni doktor Shepard, çok becerikli bir adamdır. Diş hekimliği de
yapabilecek eğitim almıştır. İstanbul’da tıp diplomasının Türkçeye çevrilmesi
için beklerken, Anadolu’nun çeşitli
yerlerine gitmek için İstanbul’da bulunan bazı misyonerlerin dişlerini yapmıştır.
Dr.
Shepard: “Hanım da aynı diplomayı almak istiyor. Benimle aynı üniversiteden
doktorluk diploması aldı” dediği Osmanlı devleti görevlisi, “kadına çalışma
izni vermek diye birşey olamaz” diye cevapladı bu isteği. Ve devam etti: “Neden
Antep’e gidiyorsunuz? Bizim İstanbul’da doktora ihtiyacımız var. Üstelik hanım,
haremlere girip kadınları tedavi ederek çok para kazanabilir” diye de tamamladı
sözlerini.
Kendilerini
Antep’e davet eden ve yolculuk boyunca yanlarında bulunan Merkezi Türkiye
Koleji Rektörü, Dr. Trowbridge:”Gemi ile İskenderun’da daha sonra da karayolundan
Antep’e gideceğiz. Bizi Belenden geçerken yirmibeşbin sivri sineklik bir ordu
bekliyor” dedi. Mrs. Shepard hiç korkmadı bu sözlerden “onlar benim Hawai’den
eski arkadaşlarımdır” diye dostça bir cevap verdi.
10
Ekim 1882’de İskenderun’a indiklerinde doğanın manzarasına hayran olmuştu.
Etraf yeşillikti ve çiçeklerle bezenmişti. O sırada pek beğendiği bu yerlerde,
sıtma, trahom gibi hastalıklar kol geziyordu. Kendilerini vapurdan almak üzere
at ve katırlardan oluşan bir kervanı
geldi. Hayvanların boyunlarında sallanan çanları ve onları bağlayan mavi nazar
boncularını severek izledi.
Bağrış,
çağrış içinde beyaz şalvarlı, çizgili abalı ve kırmızı fesli katırcılar
eğerlerin üzerine eşyaları yüklediler. “Maşallah Hanım ata binebiliyor” dedi
katırcı. Yol boyu geçtikleri köylerdeki çocuklar: “şapkalılar geçiyor gelin bakın”
diye bağırıyorlardı. Ata binen Fanny’e peçeli kadınlar peçelerini kaldırıp
baktılar. Kendilerine bakan bir sürü göze bakmak, meraklarını gidermek ve
onlarla arkadaşlık kurmak için, Dr. Trowbridge genç doktor çifte, “maşallah”
demesini öğretmişti
Beş
gün süren yolculuk aslında eziyetliydi ama genç kızlığını Hawai adalarında at
üzerinde geçiren Bayan Shepard için bu yolculuk adeta bir tatildi.
Fanny-Fred
Shepard çiftinin üç çocukları oldu. Florance 1883’te; Lorin 1890’da; Alice ise
1885’te doğdular.
Bayan
Shepard, kadın olduğu için doktorluk yapamaz ama Merkezi Türkiye Kolejinde
Tıbbi Botanik dersleri verir. Bu dersi verebilmek için de Antep çevresi ve
Toros dağlarının Nur dağı mevkiinden bitki örnekleri toplar. Prof. Dr. Asuman
Baytop, Tübitak tarafından yayınlanan Türkiye’de Botanik Tarihi isimli kitapda
Bayan Shepard’ın yurdumuzdaki ilk tıbbi botanik dersi veren ve yerli
bitkilerden bir koleksiyon oluşturan ilk kadın toplayıcı olduğunu yazar.
Eşi
ile at sırtında Antep bölgesinde birçok araştırma yapan ve bitki örnekleri
toplayan Fanny, bu örnekleri American University of Beirut’daki botanik öğretim
üyesi Dr. George Edward Post’a gönderir. Dr. Post, bu örneklerden onbeş
kadarını yeni tür olarak kabul eder ve bunlara Bayan Shepard’ın adına izafeten shepardii diyerek yayınlar. Bu
koleksiyon halen Beyrut’daki Amerikan Üniversitesinin Herbaryumu’nda muhafaza
edilmektedir. Türkiye’de Botanik Tarihi kitabında Bayan Shepard tarafından
günümüz botanik dünyasına kazandırılan bitkilerin geniş dökümleri ve
anlatımları detaylı olarak bulunmaktadır.
Benim
kadınlar günü nedeniyle yüzyıl önce Antep’te yaşayan Bayan Shepard’ı anlatmak
istememim asıl nedeni onun Antep işi olarak isimlendirilen nakış türünün yaygınlaşmasında,
ticari hale gelmesinde ve motif çeşitliliği kazanmasındaki oynadığı rol...
Fanny, şu veya bu şekilde dul kalan, çocuklarına bakmak için çaresizlik yaşayan
kadınlara, Amerika’daki kız kardeşinin maddi desteğini alarak atölyeler kurmuş;
Merkezi Türkiye Koleji mezunu genç bir adamı yetiştirerek, atölyelerin ürettiği
nakışları İngiltere ve Amerika başta olmak üzere İngilizlerin yaşadığı birçok
ülkede pazarlanmasını sağlamıştır. Antep işi pazarlamasını o kadar iyi organize
etmiştir ki, bir ara mahalle aralarında kurulan atölyelerde 2500 kadar kadın iş
bulabilmiştir. Özellikle “nakışlı mendil” ismi altında sattıkları mendillerden
binlerce düzine üretmiş ve dünyaki çeşitli ülkelere göndermişlerdi.
Birinci
Protestan kilisesinde (yanan sinema) 17 Ekim 1907’de Shepardların Anteb’e
gelişlerinin 25. Yılı kutlandı.
Kilisenin salonu zengin evlerden getirilen halılarla döşendi. Kaymakam,
diğer devlet görevlileri, siyah ipek çarşaflı hanımlar, kırmızı fesli beyler, Müslümanlar,
Protestan, Katolik, Geregoryan ve Yahudiler, herkes gelmişti... Sarığı ile
hoca, deve yünü ceketi ile Derviş şeyhi ve hastaneyi yakılmaktan kurtaran Hacı
Hüseyin Ağa.. Salonda iğne atsanız yere düşmezdi... Dr. Fred Shepard burada
yaptığı konuşmada Antep’e insanlığa
hizmet için geldiğini, cebini doldurmaya gelmediğini söylemişti. Bu toplantıda
nedense topladığı bitkiler ve düzenli arşiv çalışmasıyla botanik dünyasına ciddi
anlamda katkıda bulunan; maddi bakımdan büyük yoksulluk çeken binlerce insana
gelir sağlayan Bayan Fanny Andres Shepard’dan bahsedildiğine dair bir kayıt
bulamadım... Kadın olduğu için herhalde...
Dr.
Shepard 18 Aralık 1915’te tifüsten Antep’te ölünce, Fanny büyük kızı Florence
sı alarak Birinci dünya savaşından geriye kalan günleri diğer kızı Alice ve
ailesiyle Beyrut’ta geçirdi. Savaştan sonra Amerika’ya döndü ve 1920’de
ölünceye kadar kız kardeşi ile Orange, New Jersey’de yaşadı.
Bayan
Shepard’ın ölüm ilanını New York Times gazetesinde buldum. İlanda da kocası
Fred Shepard ile uzun yıllar Antep’te çalışıp, tıp alanında olduğu kadar eğitim
ve ekonomik koşulların iyileşmesi için çalıştığı belirtilmiş. Hafızam beni
yanıltmıyorsa, torunu Dr. Barckley Shepard, babaannesinin küllerinin
Gaziantep’e getirilip kocası Dr. Fred Shepard’ın mezarına konduğunu söylemişti.
Minnet ve saygıyla anıyorum, Allah rahmet etsin.
FANNY ANDREWS SHEPARD
Ayfer Tuzcu Ünsal
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/ adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder