Önce korkusuzca düşünüp sonra yükselmek... Google’u kuran Page ve Brin’in ana fikri bunlar... Google kitabını okurken sık sık özgürlük kavramını düşündüm...Düşünce beynin içinde olduğuna göre, özgür olmasanız bile düşünebilirsiniz, kimse görmez veya müdahale edemez. Amaaa uygulamaya gelince mutlaka özgür olmak gerek, değil mi?
David A. Vise’ın yazdığı Google kitabı, sadece yaratıcı düşüncenin yetmediği, muhakkak çevre koşullarının da düşündüklerinize bir nebze uygun olması gerektiğini hatırlatıyor size. Page ve Sergey, Amerika’nın Stanford Üniversitesinde olmasalar, büyük olasılıkla Google da olmayacak.
Google, Gutenberg’in 500 sene önce matbaayı icat etmesinden bu yana en ileri kitle iletişim aracı oldu.
Ayrıca Google’ın büyümesini de onu kullanan arkadaşların siteden mennuniyetlerini birbirlerine söylemesiyle ağız yolu yani fısıltı gazetesi ile gerçekleşmiş.Bilgi arayan insanlar istediklerine Google sayesinde ulaşırken, kişisel olarak tatmin olma zevkini de tatmaktalar.
Peki Google arama motoru nasıl ortaya çıktı? Bu denli kârlı ve değerli bir kurumun gelecek hedefleri nedir? Bu soruya Stanford Üniversitesi Başkanı, Google Yönetim Kurulu üyesi John Hennessy şöyle cevap veriyor: “Şirket çalışanları aramaları gerçekleştirdileri tüm kişisel bilgisayarları özelleştirmişler. Bu amaçla 100.000 kişisel ucuz bilgisayar kullanıyorlarmış. Soğuk bir odanın raflarında duran bilgisayarlar patentli yazılım ve kablolamayla birbirlerine bağlı. Bu şekilde dünyadaki en geniş bilgisayar sistemine Google sahip. Hennessy’in dediğine göre “ona biraz da olsa yaklaşan bir şirket mevcut değil.”
Diyelim ki, siz arama yaparken size hizmet eden PC yandı veya bozuldu. Bozulanın/yananın görevini hemen diğer bir bilgisayar devralıyor. Böylece Google dünyadaki en geniş bilgisayar ağına ve veritabanına ualşmış bulunuyor.
Google 19 Ağustos 2004’te halka açıldı. ve “google ekonomisi” denen bu sistem bu tarihten itibaren daha da gelişti.
Kitapta iş stratejilerine ışık tutan” şeytanlık yapma” anlatılmış. Google başarısını aslında kurucuları Brin ve Page’in her gün düzenli çalışmalarından kaynaklanıyor. Google usulü reklam verme sistemi onların öngörüleridir. Bu sistemde arama yaptığınız konuda çeşitli reklamlar ekrana gelmektedir.
Brin ve Page ele ele verip, Google’ın her gün yüz milyonlarca kullanıcıyla olan etkileşimine canlılık kattılar. Googleda çalışan birbirinden zeki matematikçileri, mühendisleri ve teknoloji uzmanlarını, her gün daha büyük sorunlarla başa çıkabilmeleri için motive ettiler.
Google’un kullanımı ücretsiz, bildiğiniz gibi. Edinilen kârlar ve kazanılan milyarlarca doların buraya akması, şirketin yenilik odaklı çalışmalarının bir yan ürünüymüş. Google’ın uzun süreli başarısının nedeni, kurucularının çok çalışması, liderlik yetileri ve büyük tutkularında yatmaktaymış. Yöneticilerinin, ürün müdürlerinin nasl para kazanacaklarını düşünüp ona göre ürünlerini yaptıkları çoğu şirketin aksine, Google, teknoloji uzmanlarının öncelikle sorunları nasıl çözeceklerini düşündükleri bir yermiş.
Google kısa sürede ne kadar çok para kazanılırsa o kadar iyi mantığıyla çalışmazmış. Google’un mantığı hızla yenilenmekmiş. Çünkü, içerisinde oldukları müthiş yarışta bir numaralı unsur yenilenmekmiş.
Googleda çalışanlar NASA’dan Bell Laboratuvarlar’ından veya Microsoft’tan ayrılıp gelen mühendislerden oluşmuyormuş. Daha çok lisansüstü öğrencilerinin oluşturduğu bir üniversite kampusu gibiymiş.
Google’u Sergey Brin ve Larry Page kurdular. Beş sene gibi bir süre içerisinde geliştirdiler. Page’in anlatımıyla: Google’un başarısı imkansızı istemekle gerçekleşmiş. Her ikisinin de Stanford’da doktora öğrencisi olması, projelerini orada hayata geçirmeyi gerektirmiş. Nitekim, kısa bir süre içerisinde Stanford Üniversitesinde 10 bin öğrenci Google tıklamış. Bugün size, milyonlarca insan, Google’un ağlarını oluşturduğu yüzbinin üzerindeki bilgisayarı 24 saat boyunca tıklıyor... |
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/ adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder