Amerika’da, bizim yediğimiz tip yoğurdun ismi: Greek yogurt, yani Yunan yoğurdu. Böyle anılmasının sebebi, Yunanlı iş adamının vaktinde, Yunanistan’da imal ettiği yoğurdu süzüp getirip New York’da önde gelen bazı yiyecek dükkanlarında satması. Bizim de damak zevkimizi okşayan yoğurdun adı, Greek yogurt kalmış.
Bugünlerde Amerikada Greek yoğurdun popüleritesi çok yüksek, bu da önemsiz gibi görünen bir problemin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu problem asitli yoğurt suyuydu. Asitli yoğurt suyu, yoğurdu süzdüğünüzde ortaya çıkar. Bu ürün doğada erimesi zahmetli bir üründür. Doğal çevreye toksin saçar ve çevre ile entegrasyon sağlayamaz. Bakalım, büyük yiyecek firmaları asitli yoğurt suyu ile ne yapıyor?
Chobani/Çobani firmasını duymuş olmalısınız. Şavak ailesisinin bir ferdi olan Doğu Anadolulu iş adamı, tabir yerindeyse, Amerika’da yoğurt fırtınası estiriyor. Greek yoğurdu tipinde yaptığı yoğurdun, o kadar çok çeşidi var ki, ben saymaktan yoruldum. Bu arada müthiş de ciro yapıyor, tam 2 milyar dolara ulaşmış satışları... Gelgelelim önemli bir çevre problemi çıkmış ortaya, süzülen yoğurdun asitli suyu...
Bilimsel olarak, 30 gr süzülmüş yoğurt elde etmek için 120 gr süt kullanmak gerekmekteymiş. Anlayacağınız 120 gramın 90 gramı yoğurt suyu olarak meydana çıkıyormuş. Ticari olarak üretilen yoğurtdaki su, kabaca portakal suyu kadar asit ihtiva edermiş. Aynı zamanda süt şekeri de ihtiva ediyormuş. Yoğurt suyunda çeşitli mineraller ve az miktarda da protein bulunmaktaymış. Yoğurt firmaları her yıl ürettikleri tonlarca asitli yoğurt suyunu çaresiz bir şekilde çiftçilere vermek, hatta üzerine para vermeyi düşünüyorlarmış.
Justin Elliot isimli yazarın Mayıs 2013’de yazdığına göre haftanın her günü Çobani firmasının tankerleri günde iki kez tonlarca asitli yoğurt suyunu Çobani’nin fabrikasının bulunduğu yerden daha doğuda bulunan iki saat mesafedeki Rejman Sunnyside çiftliğine taşıyorlarmış. Bu çiftlikte tonlarca atık yoğurt suyu değerlendiriliyormuş.
Hemen yazayım, yoğurt firmalarının ürettiği asidik su, peynir firmalarının ürettiği tatlı peyniraltı suyundan farklıdır. Peyniraltı suyunun içerisinde daha fazla protein ve yoğurttan daha az asit vardır. O nedenle peynir altı suyunu bazı firmalar alıp, protein olarak kullanırlar. Ama aynı şeyi asitli yoğurt suyu ile yapamazsınız.
O zaman, asitli yoğurt suyu ile ne yapılabilir? Gıda mühendisleri ve çiftçiler yoğurt suyunu inek yemine karıştırmanın yanısıra doğal ve suni gübreye de koymayı denediler. İnek yemine karıştırmak pek akıllıca değildi, zira inek çok asitli yoğurt suyunu yediği zaman, sindirim sistemi altüst oldu. Bu yöntem, aynı zamanda, asitli yoğurt suyunun çevreye de sızmasına neden oldu. (Asitli yoğurt suyu çevredeki oksijeni azalttığı için, karıştığı yerlerdeki nehir, dere vb gibi akarsular “ölü deniz” e haline geliyor.) Nitekim, yoğurt suyunun sürekli döküldüğü bir bölgede de yüksek miktarda balık ölümü görülmüş.
Çobani firmasının başarısı göz ardı edilecek gibi değil. 2 milyar dolara ulaşan ciro aynı zamanda, Eyalette, 2007 de ki yoğurt üretim miktarını tam üçe katlamış. Ama buna karşılık da tonlarca yoğurt suyu açığa çıkmış. Amerikadaki insanların süzülmüş yoğurda olan istekleri devam ederse, çevre için zararlı olan yoğurt suyu da artacak demektir. Şimdi, konu ile ilgilenen gerek firma çalışanları, gerekse resmi makamlar, ortaya çıkan yoğurt suyu ile ne yapılabileceğini tartışıyorlar. Amaçları, bu asitli suyun çevreye zararını önlemek kadar, onu kullanarak para da kazanmak.
Evet, diğer araştırmalar sürüyor. Belki çocuk mamalarına konacak, belki içerisinde en güçlü maddelerden birisi olan şeker çıkarılıp kullanılacak.
Görüyor musunuz? Başarılı bir müessese, başarılı bir ürün ortaya çıkarmış. Ama insanların bu başarılı ürünü çok alıp yemesi, büyük de bir çevre problemi yaratılmasına neden olmuş.
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/p/yazilari.html adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder