Hatay’ın Vakıf Köyünün şipşirin Kilisesi 1 Eylül 2013 tarihinde çok güzel bir evliliğe ev sahipliği yaptı. Sanat Tarihçi Lora Baytar ile Veteriner Hekim Cem Çapar evlendiler.
Vakıf Köyü’nü bildiğimden itibaren hemen her sene, her fırsatta köye giderim, Panos Çapar’la uzun sohbetler eder, köy kahvesinde onun ısmarladığı çayı veya kahveyi yudumlamaktan büyük keyif alırım. Bir keresinde de Amerika’da yayınlanan Saveur dergisi için Paula Wolfert’la bir gün boyunca köyde kalmış; Muhtar Berç-Sirpuhi Kartun’un misafiri olmuştuk. Sirpuhi tüm gün boyunca köyün yemeklerini bizim için pişirmiş, biz de fotoğraflayıp yazmıştık. Makale dergide yayınlandıktan sonra, kıyamet kopmuştu! Türkiyedeki Sayın İngilizce bilen arkadaşlarım herhalde çok kıskanmışlardı! Kimisi, bizzat yüzüme hakaret ederken, kimisi arkamdan kuyumu kazmış, kimisi de ısrarla görmemezlikten gelmişti! İlk o zaman, aslında yüzüme gülen, veya dost gibi görünen bazı insanların sahtekar ve iki yüzlü olduğunu anlamıştım. Acaba, dost diye birisi yok muydu? Herşey menfaat mi diye düşünmüştüm. Merak edenler, benim, İngilizce web sayfamdan yazıyı okuyabilirler.
Her neyse, yazımın konusu Sevgili Lora’nın gelin olması... Ama, Vakıf Köyü, benim kişisel olgunlaşma tarihimde de bir dönüm noktası olmuştu, klavyeye hakim olamadım, yazdım!
Vakıf Köyü Kilisesini mimar Leon Eraslan yaptı. Kilisenin ilk yapıldığında Leon, bizi tavan kısmının bir bölümüne konan vitraylardaki resimler konusunda aydınlatmıştı. Vakıf Köyünün eski kilisesini de hatırlarım. Çok mütevazi idi... Restorasyon için izin çıktıktan sonra, bu konuda uzman olan Leon Bey, özellikle Kilisenin mimarisi ve yapımıyla görevlendirilmişti. Evet, Leon Bey’in tavana koyduğu vitraylarda, Hz. İsa’nın mucizelerinden birisi anlatılıyordu. İnanışa göre, bir düğüne davet edilen Hz. İsa’ya misafirlere ikram edilmek üzere hazırlanan şarabın bittiği söylenir. Hz. İsa, boşalan şarap küpünün su ile doldurulmasını söyler. Su doldurulduktan sonra, elini küpe değirir ve su, şarap olur, misafirlere ikram edilir, ev sahibi mahçup olmaz.
Yani, Vakıf Köyünün Kilisesinin vitrayı bir düğünü anlatıyor. Gel gör ki, köyün yaşlanan nüfusu; gençlerin büyük kent veya yabancı ülkelere göç etmesi neticesi bu kilisede evlenen olmuyor. Bir söylentiye göre, son on yılda kilisede evlenen olmamış... Lora’nın gelin olarak Vakıf Kilisesinde evleneceğini duyunca, mutlaka gidip, bu güzel olaya şahit olmak istedim. Sağ olsun, Leon Eraslan ve Eşi Emel Hanım, beni oraya götürme inceliğinde bulundular.
Sevgili Lora Baytar, Agos Gazetesinin Sanat ve Kültür editörü idi. Baron Sarkis Seropyan’la çok yakın ilişkilerim olduğu için, neredeyse onunla beraber Lora ile de tanışmıştım. Baron Sarkis’i davet ettiğim yerlere, kendisini temsilen Lora’yı gönderirdi. İsmi çok hoşuma gittiği için, “Annesinin bu ismi nereden düşndüğünü” sormuştum. Lora’da her zamanki sevimli hali ile, “Annem, benim doğumumdan önce televizyondaki Küçük Ev dizisini izler, oradaki Lora karakterini pek beğenirmiş” dedi... Böyle güzel bir açıklama olunca, ben Lora’yı asla unutmadım tabii.
Gelelim Damat, Cem Çapar’a... Onu pek tanımıyorum. Ancak, yukarda da yazdığım gibi amcası Panos Çapar ile pek sıkı arkadaşız... Panos Bey, muhteşem bir karakterdir... O konuşsun, siz dinleyin... Olaylara bakış açısı, olayları yorumlaması bana pek uyar... Birkaç sene öncesine kadar, Vakıflar Kurumu’nun köydeki temsilciliğini de yürütüyordu, şimdi o işi, çiçeği burnunda genç damat Cem Çapar yapıyor.
VakıflKöyündeki Lora Baytar –Cem Çapar evlilik törenlerini, Ermeni Patrikhanesinden Episkopos Sahak Maşalyan yönetti. Ermenice yapılan dualardan sonra Maşalyan, hepimizi çok etkileyen Türkçe çok güzel bir konuşma yaptı .Konuşmasında, insan hayatında önemli üç durak noktası olduğunu belirtti. Doğum, ölüm ve evlilik. “Doğduğumuz andan itibaren büyüme süreci içinde herşey bizi evliliğe hazırlar. Kiminle, nerede evleneceğimizi, ne giyeceğimizi, nerede oturacağımızı, nasıl yaşıyacağımızı, eşimizin nasıl biri olacağını merak eder dururuz. Bugün, Lora ve Cem için bütün bu soruların cevapları verildi! Siz, hayat arkadaşınızı buldunuz. İkiniz de zor beğenenlerdendiniz. Gerçekten çok güzel bir çift oldunuz, ikiniz de çok değerli birer bireysiniz. Cem Çapar, Vakıf Köyünün Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı. Bizim cemaatimizin genç kuvveti. Cem’in evlenmesi Cemaatimizi daha da güçlendirecek. Genç çiftlere sesleniyorum, siz Halkın huzurunda ve şahitliğinde evlendiniz. Aslında siz sadece kendiniz için evlenmediniz. Siz evleniyorsunuz, ama bizim için de evleniyorsunuz. Sizin mutluluğunuz bizim için de önemli. Her evlenen kişi ile, her sağlıklı evlilik ile Cemaatimiz biraz daha güçlenir, biraz daha kuvvetlenir. Her evlilik geleceğe doğru atılan bir köprüdür. Aileleriniz sizin için en iyisini yaptılar, sizi taşıdılar ve yeni bir yuva kurmanıza zemin hazırladılar. İncil’de yazdığı gibi: “Kadın ve Erkek, annelerini, babalarını bırakacak ve tek bir vücut olacaktır” der. Bu hayatın şartıdır. Sonra törende el ele tutştunuz, bu gerçekten evliliğin en önemli adımlarından birisi... Yapacağınız her şey, birlikte vereceğiniz kararlar çerçevesinde olacak. Sonra evlilik alyansını taktınız parmağınıza. Küçük, hafif iki halka... Bu iki halka, zincir gibidir, hem sizi bağlar, hem de birbirinize çekecek.. Çok fazla uzaklaşmanıza izin vermeyecek. O halka, kalplerinizi de bağlayacak. Sonra, Allahın, meleklerin ve konukların önünde söz verdiniz, yemin ettiniz. Dediniz ki: “ben öyle seveceğim ki, ölünceye kadar sana sadık kalacağım”. Evlilik, romantizim değidir, evlilik adanmayla ilgilidir. Evliliğin düşmanı zamandır aslında... Zaman akar ve siz, o ilk evlendiğiniz insanı bulamazsınız. Saçları ağarır, göbeği şişer, saçları dökülür, ihtiyarlar, yaşlanır, hastalanır, fakirleşir, ya da zenginleşir ama hiçbir zaman aynı kişiyi bulamazsınız. Peki ne olacak o zaman? Bugün dediniz ki: ben o günlerde de yanında olacağım.O günlerde de seni taşıyacağım. Bu hayatı el ele beraber sürdüreceğiz."
Konuşma gerçekten çok güzeldi. Sonunda evlilere ağaç altın öğüt de verdi, ancak yazı uzayacağı için o bölümü kestim.
Sevgili Lora ve Cem’e sağlıklı, mutlu bir yaşam diliyorum; Sahak Maşalyan’a da o güzel konuşma için teşekkür ediyorum.
Yazarın diğer yazıları: http://www.ayfertuzcuunsal.com/p/yazilari.html adresinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder